Akıllı telefonlar artık sadece iletişim değil, hayatın her alanında kullanılan kişisel veri merkezleri haline geldi. Ancak siber güvenlik uzmanları, bu cihazların sandığımız kadar güvenli olmadığını söylüyor. 2025 yılı itibarıyla akıllı telefonlara yönelik siber saldırıların, masaüstü bilgisayarları geride bıraktığı belirtiliyor.
Kutudan Çıkmadan Tehdit Altında Olabilir
Siber güvenlik uzmanı Anton Kivva, son dönemde yayımladığı raporda bazı telefonlarda zararlı yazılımların daha cihaz kutudan çıkmadan yüklü olabileceğini açıkladı. “Preinstalled malware” olarak bilinen bu yazılımlar, kullanıcı fark etmeden arka planda veri toplayabiliyor, banka bilgilerini kopyalayabiliyor ve hatta kamera veya mikrofon erişimini ele geçirebiliyor.
Uzmanlar, özellikle düşük maliyetli Android cihazlarda bu tür yazılımların daha sık görüldüğünü belirtiyor. Kivva, “Kullanıcılar genellikle yalnızca indirilen uygulamalardan virüs bulaşacağını sanıyor ama bazı durumlarda tehdit cihazın içinde doğabiliyor” diyor.
Uygulama İzinleri En Büyük Açıklardan Biri
Mobil güvenlik alanında çalışan araştırmacılar, 2025’te en fazla artış gösteren tehditlerin uygulama izinleri üzerinden gerçekleştiğini söylüyor. Basit bir hava durumu ya da oyun uygulaması bile, konum, mikrofon ve depolama erişimi gibi kritik izinleri talep edebiliyor. Bu izinler onaylandığında, kötü amaçlı yazılımlar cihaz üzerinde tam yetki kazanabiliyor.
Uzmanlara göre kullanıcıların büyük bölümü, uygulama yüklerken “izin ver” seçeneğine bilinçsizce tıklıyor. Bu da veri ihlalleri ve kimlik hırsızlığı riskini artırıyor.
Türkiye’de Yeni Siber Güvenlik Yasası Devrede
2025 yılında yürürlüğe giren Siber Güvenlik Kanunu (No. 7545), hem kamu hem de özel sektörde dijital güvenliği güçlendirmeyi hedefliyor. Yeni düzenlemeyle birlikte işletmeler, sistem açıklarını tespit etmek ve olası veri sızıntılarını raporlamakla yükümlü hale geldi.
Uzmanlara göre bu yasa, dijital dünyada kullanıcı verilerinin korunması için önemli bir adım. Ancak kullanıcıların da bireysel önlem alması gerekiyor.
Akıllı Telefonunuzu Korumak İçin 7 Altın Kural
Sadece resmî mağazalardan uygulama indirin.
App Store veya Google Play dışındaki sitelerden indirilen uygulamalar büyük risk taşır.
Uygulama izinlerini kontrol edin.
Mikrofon, kamera, konum ve dosya erişimi gibi izinleri mutlaka gözden geçirin.
Sistem güncellemelerini geciktirmeyin.
Güncellemeler, güvenlik açıklarını kapatan yamalar içerir.
Antivirüs ve güvenlik uygulamaları kullanın.
Güvenilir mobil güvenlik yazılımları, zararlı uygulamaları erken tespit eder.
Şüpheli SMS ve bağlantılara tıklamayın.
“Smishing” adı verilen bu saldırılar, kişisel bilgileri çalmak için en sık kullanılan yöntemlerden biridir.
Cihazınızı yalnızca güvenilir satıcılardan alın.
Üretim aşamasında yazılım bulaşma riski böylece en aza iner.
Kamu Wi-Fi ağlarında dikkatli olun.
Açık ağlar üzerinden yapılan işlemler, siber korsanlar tarafından kolayca izlenebilir.
Uzmanlardan Son Uyarı
Güvenlik analistleri, akıllı telefonların artık masaüstü bilgisayarlar kadar saldırıya açık olduğunu söylüyor. Araştırmalara göre, 2025 yılı itibarıyla dünyada her on akıllı telefondan biri en az bir zararlı yazılım tehdidine maruz kalıyor.
Anton Kivva’ya göre, “Artık telefonlarımız sadece iletişim cihazı değil, kimliğimizin dijital uzantısı. Bu yüzden korunmaları da en az kişisel bilgilerimiz kadar önemli.”
Akıllı telefonlar hayatı kolaylaştırırken, güvenlik risklerini de beraberinde getiriyor. Uzmanlar, “bir tıkla” açılan kapıların bazen milyonlarca kişisel veriyi riske atabileceğini hatırlatıyor. Her kullanıcı, cihazını güvenlik bilinciyle kullanmadıkça bu görünmeyen tehditler her an yanı başımızda olacak.