Kredi kartı kampanyaları, marketlerdeki ürün yerleşimleri, indirim etiketlerinin rengi hatta alışveriş sepetinin büyüklüğü… Tüm bu unsurlar sadece alışveriş deneyimini değil, cüzdanımızdan çıkan para miktarını da belirliyor. Davranışsal ekonomi uzmanlarına göre tüketiciler alışveriş kararlarının büyük kısmını bilinçli olarak değil, otomatik ve çevresel etkenlere bağlı şekilde veriyor. Bu da farkında olmadan ihtiyaç dışı harcamaları artırıyor.
En büyük tuzak: İndirime değil, indirimin sunuluş biçimine ikna oluyoruz
Finansal davranış araştırmacısı Prof. Dr. Ayşe Karakoç, tüketicilerin yüzde 60’ının “sadece indirim etiketi gördüğü için alışveriş yaptığını” söylüyor. Ancak burada kritik nokta gerçek indirim değil, indirim algısını oluşturan sunuş yöntemi:
“%50 + %50” gibi iki aşamalı indirimler, matematiksel olarak yüzde 100 indirim anlamına gelmese bile tüketiciler tarafından daha cazip algılanıyor.
“Sadece bugün”, “son 3 ürün” gibi sınırlı zaman veya stok ifadeleri, beynin kaybetme korkusunu tetikliyor ve alışveriş kararını hızlandırıyor.
Ekonomi yazarı Mehmet Çelik’e göre bu durum “rasyonel karar verme sürecini devre dışı bırakan psikolojik baskı” yaratıyor.
Market koridorları bilinçli şekilde tasarlanıyor
Perakende sektöründe çalışan iç mimar ve müşteri deneyimi uzmanı Elif Kandemir, zincir marketlerin ürün yerleşimlerini tüketiciyi yönlendirmek için stratejik olarak hazırladığını belirtiyor. Kandemir’e göre:
Temel ihtiyaç ürünleri (ekmek, süt, yumurta) genellikle en arka bölümlerde yer alır. Böylece tüketici bu ürünlere ulaşmak için tüm marketi dolaşmak zorunda kalır ve yolda ekstra ürün görerek sepete ekler.
Göz hizasındaki raflar, en çok kazandıran markalar için ayrılır. Ucuz ürünler bilinçli olarak aşağı veya yukarı raflara yerleştirilir.
Büyük alışveriş arabaları, psikolojik olarak “boş görünmemek” için daha fazla ürün aldırır. Araştırmalara göre sepet boyutu iki katına çıktığında alışveriş miktarı da ortalama yüzde 40 artıyor.
Kredi kartı ve temassız ödeme gerçek harcama hissini azaltıyor
Davranışsal iktisat uzmanı Dr. Cem Eryılmaz’a göre nakit para verirken beynimiz kaybetme hissi duyuyor. Bu nedenle nakit ödemelerde harcama kontrolü daha yüksek. Temassız ödeme veya mobil cüzdan kullanımında ise bu fiziksel kayıp hissi ortadan kalktığı için harcama daha kolaylaşıyor. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre kredi kartı ile ödeme yapan müşteriler, aynı ürüne ortalama yüzde 12 daha fazla para ödemeye razı oluyor.
Müzik ve koku bile harcamayı etkiliyor
Ticari psikoloji danışmanı Mert Özgün, mağazalardaki ses ve koku düzenlemelerinin tesadüf olmadığını söylüyor:
Yavaş tempolu müzik insanlar daha uzun süre mağazada kaldığı için daha fazla alışveriş yapıyor.
Ekmek veya kahve kokusu yaymak, iştahı tetiklediği gibi “samimiyet” duygusu da yaratarak harcamayı artırıyor.
Uzmanlardan bilinçli alışveriş önerileri
Psikolog ve finansal farkındalık eğitmeni Derya Akoğlu, alışveriş tuzaklarına karşı birkaç basit alışkanlığın bile büyük değişim yaratacağını belirtiyor:
- Liste yapmadan markete girmeyin.
- Sadece indirimde diye ürün almayın; indirim öncesi fiyatını kontrol edin.
- Büyük sepet yerine küçük sepet veya el sepeti kullanın.
- Kart yerine belirli bütçeye göre nakit taşıyın.
- Online alışveriş sitelerinde sepete eklediklerinizi 24 saat bekletmeden satın almayın.