Uzun yıllar boyunca “Az konuşanlar daha zekidir, daha iyi hatırlar” düşüncesi yaygın bir inanıştı. Ancak son araştırmalar bu yargıyı tersine çevirdi. Bilim insanlarına göre, konuşmak sadece iletişimin bir aracı değil, aynı zamanda hafızayı güçlendiren bir zihinsel egzersiz.
Konuşmak Beyni Aktif Tutuyor
Journal of Experimental Psychology dergisinde yayımlanan bir araştırma, kelimeleri yüksek sesle söylemenin beynin hatırlama merkezlerini sessiz okumaya göre çok daha fazla çalıştırdığını ortaya koydu.
Araştırmacılar bu etkiye “Production Effect (Üretim Etkisi)” adını veriyor.
Çalışmayı yöneten nöropsikologlar, “Bir kelimeyi yüksek sesle söylemek, hem motor hem işitsel hafızayı aynı anda aktive eder. Bu da bilgiyi daha kalıcı hale getirir” diyor.
Yani konuşmak, beynin farklı bölgeleri arasında bağlantı kurarak bilgiyi pekiştiriyor.
Sessiz Okuma da Konuşma Gibi Çalışıyor
İngiltere merkezli BBC Science Focus dergisine konuşan biyolog ve bilim yazarı Dr. Claire Asher, beynin sessiz anlarda bile kendi kendine “konuştuğunu” söylüyor:
“Sessiz okuma sırasında bile Broca bölgesi, yani konuşma merkezi aktif hale geliyor. Fakat sesli söylemek, bilgiyi işitsel hafızada da kodladığı için daha etkili bir öğrenme sağlar.”
Asher’e göre, düşünmek sessizlikte gerçekleşse bile, konuşmak o düşüncelerin beyinde daha sağlam yer etmesini sağlıyor.
Konuşmamak Unutmayı Kolaylaştırabilir
Belçika’daki Catholic University of Louvain’den bilişsel psikolog Dr. Charles B. Stone, sessizlik ile unutma arasındaki ilişkiyi araştırdı.
ScienceDaily’de yayımlanan çalışmasında Stone, travmatik olaylar hakkında konuşmayan kişilerin zamanla o anıları daha az hatırladığını buldu.
“Bir olay hakkında konuşmamak, beynin o anıya erişimini kısıtlayabilir. Konuşmak ise hatıraları pekiştirir,” diyor Stone.
Bu bulgu, konuşmanın yalnızca sosyal değil, bilişsel bir işlevi de olduğunu kanıtlıyor.
Konuşmak Bir Hafıza Egzersizi Gibi
Bilim insanları, konuşmanın tıpkı egzersiz gibi beyindeki sinir yollarını sürekli aktif tuttuğunu söylüyor.
Her kelime, beynin dil merkezleri, işitsel korteks, hafıza lobları ve motor alanları arasında sinyal alışverişi yaratıyor. Bu da beynin esnekliğini (neuroplasticity) artırıyor.
Amerikan Nörobilim Derneği (Society for Neuroscience) verilerine göre, sosyal olarak aktif bireylerin bellek testlerinde daha yüksek performans gösterdiği gözlemlendi.
Yani çok konuşmak, yalnızca dışa dönüklüğün değil, güçlü bir hafıza yönetiminin de göstergesi olabilir.
Uzmanlar Ne Öneriyor?
- Bilgiyi yüksek sesle tekrarlayın. Öğrenilen bir kavramı sesli söylemek, hafızada kalıcılığını artırır.
- Konuşarak öğrenin. Öğrendiklerinizi başkalarına anlatmak, beyin için tekrar etkisi yaratır.
- Sosyal iletişimi azaltmayın. İnsanlarla sohbet etmek, kelime hafızasını ve kelime çağırma hızını geliştirir.
- Sessizlikten tamamen kaçınmayın. Sessizlik de bilgi işleme açısından yararlıdır, ancak kalıcılık için ifade şarttır.
Bilimsel bulgular, konuşmanın beyni aktif tuttuğunu ve bilgilerin bellekte daha sağlam yer edinmesine yardımcı olduğunu gösteriyor.
Kısacası, çok konuşan insanlar sadece sosyal değil, bilişsel olarak da avantajlı olabilir.
Konuşmak artık sadece anlatmak değil, hatırlamanın anahtarı olarak görülüyor.